Polateli İlçesi, Polateli, organize, haber, Polateli, kilis, osb, Polateli, Behzat polat POLATELİ - Eski Harmanlar

   
  POLATELİ
  Eski Harmanlar
 
ESKİ HARMANLAR-Polateli

Kaynak : Behzat POLAT

Eski harmanlar konusunu anlatmadan önce harman işleri ile ilgili kullandığımız bazı kelimeleri yazmak istiyorum..

Elçim: Ekinleri elle yolarken bir elin-genelde sol el- alabildiği ekin miktarı.

Deste: 5-10 elçimin bir araya gelmesiyle oluşan ekin miktarı.

Kömme: Küme, yığıntı.

Kitiz: Arpa destelerinin tarlanın belirli yerlerine toplanmasıyla oluşan kömme.

Ravak: Buğday destelerinin tarlanın belirli yerlerine sıraya dizilerek toplanan yığıntı.

Horum: Mercimek veya nohut kömmesi.

Şahre: Biçilmiş veya yolunmuş ekinlerin kitiz, horum ve ravaklarının traktör veya hayvan sırtında şahre denen aletle harman yerine taşınması işi..

Cercer: Biçer döver ve patoz makinalarının bulunmadığı zamanlarda at vb gibi hayvanların çektiği, harmandaki ekin yığınının azar azar kenarlara serilip dövüldüğü alet.. Cercer üzerinde balirli bi ağırlık bulunmalıdır. Bu ağırlık genelde bir büyük ve bir küçük kardeşler olur. Oradaki heyecan ve muhabbet çok eğlencelidir..

Hallek: Traktör veya hayvana yüklenen ekinin kaymaması için ipin çok sıkı bağlanması gerekir. İpi çok sıkı bağlamak için ip üzerinde ipin bir ucunu römork veya diğer ipe geçirip, kaydırıp çekerek kullanılan bir düğüm atılır... Bu düğüme hallek denir.

Kendir: Şahre çekme(kaldırma-taşıma) işleminde kullanılan kalınca ip, urgan.

Kelep: Kalın ipin kol yardımıyla sarılması ve bir ucunun içerden geçirilerek bağlanması.

Şal: Saman doldurmak, taşımak veya zeytin altına serilen büyük kumaş..

Bendek: Büyük çuval, haral.

Sıyırğı: Harman yerlerinde tahıl, saman vb maddelerin sıyırılarak toplanmasını sağlayan alet. Kar küremek için de kullanılır.

Yolma: Hasat zamanı gelmiş ekinlerin el veya orakla koparılarak toplanması işi.

Gever: Tarlanın bir yanı, bir kişinin ya da bir grup insanın belirli sürede yolabileceği ekin miktarı..

Bacıt: Nohut, mercimek gibi ekinlerde nohut veya mercimeği koruyan dış zar..

Sarat: İri taneli tahılları elemek için kullanılan delikleri geniş halbur çeşidi..

Allef: Rüzgar yönünü kullanarak halburdaki ekinin içindeki sapların ayrılması için ekinin havaya atılıp tutulması işi.

Felhan: Nadasa bırakılmış arazi veya hasadı yapılmış boş arazi.

Kıyyık: Çuvaldız.

Aşağıda Polateli'nde harman zamanı yapılan eski işlerden bahsedeceğim.

Biçer döverin az bulunduğu yada hiç bulunmadığı yıllarda ekinlerimizi elle yolar, traktör, at arabası ve hayvanlarla taşırdık. Her şeyin bir zamanı mevsim olduğu gibi harmanın da bir zamanı vardı.. Harman Zamanı.. Bu zaman mayısın son haftası başlayıp haziran ortasına kadar devam ederdi.

Önce mercimekler yolunmaya başlardı. Tarlalar uzaktan bakınca mercimek horumlarıyla dolardı. Burada öyle bir emek vardı ki... Mercimekler yolunur hepsi tek tek horum yapılırdı. Rüzgar götürmesin diye hepsinin üzerine bir veya birkaç taş konurdu.. Az sararmış halde yolunan mercimek bekletilerek iyice kuruması sağlanırdı.

Daha sonra sıra arpa yolmaya gelirdi. Arpa buğdaya göre daha erken sararır. Arpa yolmak için garbi dediğimiz sisli ve nemli Akdeniz havasının olduğu günler özellikle seçilirdi. Yoksa arpa başakları iyice kurumuşsa hemen düşerler .. Garbi saat 12 veya 13 e kadar sürerdi.. O zamana kadar kırık belle 5-6 saat ara sıra dinlenerek oraklar çalışırdı.. Hem eğik durmak hem orak kullanmak... Çok zor işlerdi valla.. Ama yine de insanlara ağır gelmezdi.. Çünkü rızıktı, kışlıktı, ihtiyaçtı, paraydı, her şeydi onlar için.. Orakla yolarken sol elimiz dolduğunda bu bir elçimdi.. Ve bunu alır deste üzerine koyardık. Deste hatına duran yolmacının hızlı olması gerekti, önden gitmeliydi çünkü.. Daha sonra o desteleri tek tek kaldırıp bir yere yığardık, kitiz yapardık yani..

Sıra buğday yolmaya geldiğinde artık yorulmuş ve biraz usanmış olurduk mecburen.. Buğday dayanıklı olduğundan zor kopar ve ağırdır arpaya göre.. Bir de topraklı çıkıyorsa yandık gitti.. Arpada uyguladığımız her şeyi buğday için de uygulardık.. Yalnız buğdayların başak ağırlığı fazla olduğundan desteleri yan yana dizerek ravak yapardık. Tabi her şey bu kadarıyla bitmezdi..

Tarladaki kitiz, ravak ve horumların harman yerine götürülmesi gerek... Bunun için ise evlerde önemli bir gün olurdu.. Şahre Çekme Günü... Bu günlerde ev halkı erken uyanır herkes hazır olurdu.. Üstte dizmeciler için oraklar, diğerleri için yabalar ve genelde 'kalanları ve düşenleri toplamak için götürülen çocuklar'a verilen tırmıklar hazırlanırdı.. Bi de kendir lazımdı tabi.. Bi gün öncede yardıma veya imece usulü yardıma çağrılanlar bazen sabah kahvaltısı yaparlardı evde... Çoğu zaman ise şahre çekme arasında saat 10 gibi herkes gelir evde pişirilen yemekten yerdi.. Bu yolma için de geçerliydi.. Şahre yükleme esnasında tarlada muhabbet iyice koyulaşırdı.. yabacılar söyler orakçılar dinler, orakçılar söyler yabacılar dinlerdi.. Bazen kitiz, ravak veya horum altında fare yılan vb hayvanlar çıkardı.. Aslına bakarsanız her aşaması tehlikeyle dolu işlerdi bunlar. Yavaş yavaş garbinin kalktığı hissedilir ona göre tarlanın bi kısmı diğer günlere bırakılırdı. Garbi havası kalkana kadar şahre çekilir öğleden sonra herkes normal işine devam ederdi..

Şahre çekildi ve harmana geldi ama iş bitmedi daha...

Daha eskilerde patoz makinasının bile zor bulunduğu zamanlarda bütün harman cercer denen aletle dövülürmüş.. Ancak yine mercimek nohut harmanları cercerle dövülürdü.. Bunun için cercer, at, ipler vb ve tabi ki binecek olan çocuklar hazırdı.. Cercerle yapılan iş çok uzun sürerdi.. Bir kişi harmanı azar azar serer, birileri etrafını süpürür, birileri cercere biner ağırlık için.... İş bittiğinde ise dövülen herşeyin savrulması gerekir.. Rüzgar uygunsa tek tek savrulur 8-10 parmaklı tahta yabayla... Bu iş de maharet ister, herkes savuramaz kolay kolay.. Daha sonra samanı ayrılır, elenir, toplanır, çuvallanırdı bütün tahıl...

Eğer patoz kullanılıyorsa daha kolaydı tabi.. Toplanan insanlar yabalarla patoza atarlardı ekinleri.. Uzak kalanlar için traktör pullukları devreye girerdi. Yediliyi taktın mı kim tutar seni... Bayanlar taneleri alır patozdan... O gürültü ve toz bir başka heyecandır gerçekten.. Sonra tüm tahıllar elenir, patoz altı toplanır, taşı kumu ayrılır... Ve tahıl eve götürülürdü. Ama iş hala bitmemiştir..

İşin en zor ve sevilmeyen kısmı kalmıştır artık.. Saman Çekme.. Harmanda toplanan samanların evlere, ahırlara taşınması-çekilmesi gerekir. Saman öyle bir şey ki genelde aşırı sıcak yaz günlerine denk gelir toplanması.. Traktörün az bulunduğu zamanlarda saman çekmek için şallar hazırlanırdı bi gün önceden .O zamanlarda büyük çuvallar yani bendekler az bulunduğundan şalllar kıymetli gereçlerdi.. Şallar getirilir samanın yanına bir tane açılırdı. Güçlü biri yabayla samanı iterek şal üzerini samanla doldurur. Daha sonra şal açan iki kişi şal uçlarını birleştirir ve hııııhh diyerek düğüm atardı. At veya eşeğe yüklenen her bir şal, evin büyük oğlu tarafından ahıra götürülür ve Samanlığa boşaltılırdı. İşin en zor kısmı samanı boşaltmaktır. Orada öyle bi toz vardır ki, Allah'ım, ne nefes alabilirsin ne de kaşınmadan durabilirsin... Tüm bu işlerin sonunda ahırdaki hayvanlara afiyet olsun denirdi artık.. İşte böylece harman mevsimi tamamlanmış olur..

Kaynak: Behzat POLAT

Bilgiler izin alınmadan alınamaz ve yayınlanamaz..

Sonraki yazılarımda Tarım aletleri, tarihi yerler, rivayetler, iklim, otlardan bahsedeceğim.

 
  Bugün 5 ziyaretçi (7 klik) kişi burdaydı!

Bu site Behzat POLAT tarafından hazırlanmıştır.Bilgiler izinsiz kullanılamaz.!

 
 
Polateli ıspanak güldüzü kilis musabeyli elbeyli gaziantep sanayi ticaret osb şahinbey şehit ali en küçük ilçe mağaracık çpl Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol